Kendinizden bahseder misiniz?

37 yaşındayım, 2 buçuk yaşında işitme kaybım olduğunu ve konuşmamın ilerlemediğini fark etmişler. Seslere çok tepki vermediğim fark edilince Ankara Hacettepe’ye götürüyorlar. Orada da %50 işitme kayıplı olduğum ortaya çıkıyor ve işitme cihazı takmaya başlıyorum. Yakın çevremde kimse işitme cihazı takmadığı için haliyle ben de takmak istememişim. Ailemden bir kişi işaret diliyle konuştuğu ve benim de kolayıma geldiği için ben de işaret diliyle konuşmaya başlamışım. Ama ailem çok bilinçliydi, yine de beni hastaneye götürdüler. Doktorum eğitim almam gerektiğini, ancak bu şekilde daha iyiye gideceğimi söylemiş. Bu yüzden babam da tayinini Ankara’ya aldırdı ve biz taşınmış olduk. Ben 14 yıl boyunca her gün eğitim aldım. Normal şartlarda devlet belli bir seans ödeme yapıyor ama ailem ekstra işlerde çalışarak her gün eğitim almamı sağladıl ve ben bu şekilde konuşabilir ve duyabilir hale geldim. Ortaokul ve liseyi Ankara’ da okudum, daha sonrasında İstanbul’a geldim.

Bizim sorunumuz sadece konuşmak ve duymakla bitmiyor. Diğer bir kaybımız ise anlamlandırma. Cümleleri anlamlandırmak da bizim için zor. Bu yüzden bol bol kitap okumak gerekiyor. Cümlelerin ne anlama geldiğini kendi içimizde düşünmek, ayrıca bunu başkasıyla da değerlendirmek gerekiyor. Üniversiteyi bitirdikten sonra hemen çalışmaya başladım. Çalışma hevesim vardı ve kendi ayaklarımın üzerinde durmak istiyordum. Sonrasında evlendim. Şu an 12 buçuk yaşında bir oğlum var. Bir buçuk sene önce de oğlumun babasıyla ayrıldım.

 

Eğitim hayatınızda işitme kaybınızla alakalı zorlandığınız şeyler var mıydı?

İlkokulda hep en önde oturuyordum, lisede çok sıkıntı yaşadım. O zaman öğrencilerin boyuna göre daha uzundum ve daha iyi duyabilmek için en öne oturmak zorundaydım. Arka sıradaki arkadaşlarım benim boyumdan dolayı tahtayı göremiyorlardı. Bana karşı kötü şeyler söylüyorlar ve beni dışlıyorlardı. Hocalar sıraların arasında dolaşırken bazen duyamıyordum. Hocalar bazen cümleleri hızlı söylediğinde kaçırabiliyordum. Yanımdaki arkadaşımdan destek alıyordum. Üniversiteye başladığımda birinci ya da ikinci sıraya oturuyordum ve arkadaşlarımdan da destek alıyordum. Lisede yaşadığım travmalar nedeniyle gerçekten psikolojim çok bozulmuştu. Üniversitede aynı şeyleri yaşamak istemiyordum ve gerçekten arkadaşlarım sayesinde bu süreci kolaylıkla atlattım. İş hayatıma gelirsek, o zamanlar tabii ki telefonlar parazit yaptığı için çok sağlıklı bir iletişim olmuyordu ama şu an teknolojinin ilerlemesiyle birlikte konuşmalar işitme cihazıma geliyor ve rahatlıkla konuşabiliyorum. Bu benim için çok büyük bir artıydı çünkü devamlı telefonla destek vermek zorundaydım. İş yerinde de anlamadığım zamanlarda destek veriyorlardı, çok sıkıntı yaşamadım.

 

Erişilebilirlik hakkında neler söylemek istersiniz?

Netflix sayesinde altyazılı şeyler izleyebiliyorum. Bilmediğim ya da hiç duymadığım kelimeleri anlamakta güçlük çekiyorum. Filmlerde ya da dizilerde hem dinliyorum hem de altyazıyı okuyorum, bu benim için daha iyi oluyor. Zaten şu anda çoğu müzikte ve kliplerde altyazı var ama hepsinde olması gerektiğini düşünüyorum. Bir şeyler ezberlemek zor oluyor benim için o yüzden müziklerin hepsinin alt yazısının kesinlikle olması gerekiyor. Özellikle toplu taşımalardan biri olan Marmaray’da çok zorlanıyorum. Hiç alakası olmayan ve anlaşılmayan durak isimleri var.

 

Hayatınızda “dönüm noktam” dediğiniz bir anınız var mı?

Bahsettiğim, telefonumla bağlantı kuran cihazlar benim dönüm noktam. Hayatımı kurtardı, daha kaliteli ve rahat iletişim kuruyorum. Bunun dışında lisedeyken bir kere radyoya çıkmıştım, sunuculuk yapmıştım. Bunlar beni mutlu eden ve özgüvenimi yükselten şeylerdi. Elimden geldiğince insanlara destek olmaya çalışıyorum. İnsanları, işaret dilini kullanmak yerine konuşmaya teşvik etmek gerekiyor. Benim amacım, benim gibi olanların işitme cihazıyla duyabiliyorken biraz daha çabalayıp duymalarını ve konuşmalarını sağlamak.

Erkekler ergenliğe girdikten sonra biraz daha içe kapanık oluyorlar. Cihazlarını kapatamama gibi bir durum olduğu için evlerine kapanmayı tercih ediyorlar.  Bende insanları sosyalleştirmek için bir proje başlattım. Önce evlerden başladım. 15 günde bir, her birimizin evinde buluşacağız dedik. Yaklaşık 11 kişi hep buluşuyorduk. Sonrasında da artık dışarı çıkmaya başladık. Zorlansalar da sosyalleşmeye devam ettik.