Kendinizi tanıtır mısınız?

Ben Simge Özalır. İstanbul Medipol Üniversitesi odyoloji bölümü son sınıf öğrencisiyim. 23 yaşındayım.

 

İşitme kaybınız ne zaman tanımlandı?

Bir buçuk yaşında tanı konuldu. Benim zamanımda yeni doğan işitme taraması yoktu. Onun için biraz geç yaşta tanı konuldu. Annem ve babam seslere tepki vermediğimi fark etmiş. Yüksek seslere karşı irkilmiyormuşum ve uyanmıyormuşum. Bir buçuk yaşımda doktora gitmişiz ve testler yapılmış. Doktor ileri derece de işitme kaybımın olduğunu söylemiş. Hemen işitme cihazı uygulamasına geçildi, aynı zamanda eğitimlere başladım. Sonrasında bana işitme cihazından fayda göremediğimi söylediler. Yaşıtlarımdan çok geride olduğum için bana implant önerdiler. O zamanlar çok yaygın değildi ve herkese yapılmıyordu. Beş buçuk yaşında koklear implant ameliyatı oldum. Aynı zamanda yine eğitimlere devam ediyordum. O zamanlar konuşmalarım anlaşılmıyordu. Okula bir sene geç başladığım için odyoloğum birinci sınıf düzeyinde eğitim veriyordu. 9-10 yaşımda kadar eğitim almaya devam ettim. İşitme kaybımın nedeni bilinmiyor. Hep ateşlenirmişim ondan da olabilir. Annem hamileyken de bazı sıkıntılar yaşamış.

 

İşitme kaybıyla ilgili anılarınız nelerdir?

Ortaokulda kompozisyon yarışmasında birinci olmuştum. Öğretmenim de benden okumamı istedi. Ben de çok mutlu olmuştum sahneye çıkıp okuyacağım için ama konuşmam çok düzgün değildi. Okudum ama arkadaşlarım benimle dalga geçmişti. Ben bu hikayeyi hiç unutamıyorum.

 

Sosyal yaşamdan uzak kalmaya çalışır mısınız?

Şu an böyle bir şey yaşamıyorum ama önceden çok yaşardım. Çocukken tabii bu çok normal çünkü işitme kayıplı birey olmak çok zor bir şey. Gürültülü ortamlarda sıkıntılar çekiyoruz. Bazı insanlar kısık sesle konuşuyor ve biz onları anlayamıyoruz. Ben konserleri pek sevmem. Çünkü iletişim kurmakta çok zorlanıyorum. Üniversite öncesi çok pasiftim ama üniversitede çok açıldım. Ailem burada olmadığı için her şeyi kendim yapıyorum. İyi ki de İstanbul’a gelmişim. İnsanların yanına girmeye çekiniyordum eskiden ama şu an hiç öyle bir şey yok. Böyle olması gerekiyor çünkü bu bana verilmiş bir hayat. Her şeyden önce kabullenmek gerekiyor.

 

Hayatınızda dönüm noktası dediğiniz bir an var mı?

Koklear implant bir mucize! Koklear implant olmasaydı çok farklı bir durumda olabilirdim. Belki şu an burada olmayabilirdim, işaret diliyle konuşuyor olabilirdim. İmplant ameliyatı olmam benim için çok büyük bir dönüm noktası. Çünkü hayatım çok değişti, çok farklı konumlara gelebildim. İstanbul’u kazanmam da beni güçlendirdi.

 

Bu süreçte desteğini gördüğünüz insanlar kimler?

Ailem tabii ki! Aile eğitimi çok önemli. Ailemde çok  öğretmen var.  Bunun çok büyük artılarını gördüm. Çok takip ettiler, gözlemlediler ve bana çok destek verdiler.

 

Odyoloji bölümünü neden seçtiniz?

Ben bu ortamlarda büyüdüm ve biliyordum. Bir de kulakların içini çok merak ederdim, internette araştırırdım. Odyoloji bölümünü kendim gibi hastalara yardımcı olabilmek için seçtim.

 

Konuşmanızı nasıl bu kadar ilerlettiniz?

Uzun süre boyunca eğitim aldım. Eğitimimi tamamlamış olsam da kendimi eğitmeye devam ettim. Hala da kendimi eğitmeye devam ediyorum. Sesli bir şekilde kitap okuyorum. Hem kendim duyuyorum, hem yanlış kelimeler çıkarsa ağzımdan onların üzerine gidip doğrusunu buluyorum. Annemle devamlı sesli kitap okurdum. Yanlış kelimeler söylediğimde bana öğretirdi. Müzik dinliyorum ve söylüyorum çünkü işitsel algı gelişiyor. Benim çok hobim olmadı. Toplu oynanan sporlardan uzak durmam gerekiyordu. Bir gün okulda voleybol oynuyorduk. Basketbol topu gelmişti kafama ve implantım uçmuştu. O yüzden böyle şeylerle çok ilgilenmiyorum.

 

Üniversitede zorlandınız mı?

Ben her türlü zorlanacağımı biliyordum. Tek kulağımda implant kullanıyorum ve bir kulağım hala duymuyor. Ama kabullendim. Biz hayatın neresinde olursak olalım hayatta başkalarından daha fazla çabalamamız gerekiyor. Pes etmememiz gerekiyor. Benim gibi implantı olup tıp okuyan, diş hekimliği okuyanlar var. Bir sürü meslektaşım var. İmkânsız değil yapılır ama tabi ki zor olduğunu kabullenmek gerekiyor.

 

Neden sadece sağ kulağınızda implant var?

Benim zamanımda çok yaygın değildi. O zamanlar tek taraflı yapılıyormuş ama şu anda çift taraflı da yapılıyor. O zamanki mantıkla şu anki mantık çok farklı. O zaman bir tarafa yapalım, bir tarafa da işitme cihazı takabilir demişler. Şimdi ameliyatlar çift taraflı yapılıyor. Şu an ameliyat olursam eğer %30-40 verim almış olacağım. Bu yüzden de düşünmüyorum. Ben de çok isterim ama gerekli olduğunu düşünmüyorum.

 

Ameliyat öncesi dönemi hatırlıyor musunuz?

Evet hatırlıyorum. Ameliyat odamı hatırlıyorum. Ameliyattan sonra kafamı sarmışlardı darbe gelmesin diye. Uyandığımda yürüyemiyordum, dengemi sağlayamıyordum. O zaman doktorlar da çok korkmuştu. Neyse ki başka bir sorun yokmuş.

 

Hiç cihazınızı saklama ihtiyacınız oldu mu?

Bu çok normal bir şey. Bu cihazlar gözlük kadar gelişmemiş. Herkes gözlüğü normal olarak görürken bu böyle değil maalesef. Eskiden kulak arkası kullanırken hep bakıyorlardı. Halk tarafından o zaman çok bilinmiyordu. Biraz daha yaygınlaştırılmalı, normal hale gelmeli. İnsanları da anlıyorum, benim de estetik kaygım vardı. Sürekli saçımı açık bırakıyordum. Kendimle barışık bir kızdım ama insanların bana bakışları o zamanlar beni rahatsız ediyordu. Aslında benlik bir şey değildi, onlarla ilgili bir şeydi. Şu anda da bu konuyla ilgili faaliyetler yapılıp bunun normalleştirilmesini istiyorum ve sizi tebrik ediyorum böyle bir çalışma yaptığınız için.

 

Eklemek istedikleriniz var mı?

Çocuklar dertlerini anlatamadığı için hiperaktif oluyorlar. Ben de öyleydim, annem babam çok yoruldular. Ben geç yaşta ameliyat oldum, şu anki sistem çok daha iyi ve erkenden olabiliyorlar. Onun için şükretmeliler. Her şey güzel olacak. Özellikle ailelere seslenmek istiyorum. Aile eğitimi çok önemli.Çocuklarını iyi takip etsinler. Verilen ödevlerini aksatmasınlar. Aile takip ederse çocuk çok iyi bir yere gelecektir. Ben çoğu şeyi yaşayarak öğrendim. Uzun bir süreç gerekiyor. Derslerden arkadaşlarımdan çok geride kaldım ama hiç pes etmedim. Aile için zor olsa da bunlar bitecek. Şu an annem babamla ayrı şehirlerde yaşamamıza rağmen çok rahatlar. Burada kendi başıma hayat sürdürebiliyorum. Ben bunu yapabiliyorsam herkes yapabilir.