Kendinizden bahseder misiniz?

İşitme engeline sahibim. 2012’ye kadar kulak arkası cihaz kullandım. 2012’de koklear implant ameliyatı geçirdim. Eğitim hayatımı zar zor olsa da devam ettirdim. İşletme mezunuyum ve şu anda çocuk hastanesinde idari amir olarak çalışıyorum.

 

İşitme kaybınızı ilk ne zaman keşfettiniz?

Küçüktüm ve farkında değildim. Ailem bana seslendiğinde tepkisiz kaldığım için anlamışlar. Eksikliğini daha okul çağında farkettim.

Orta seviye bir ailede büyüdüm. Bu zamana kadar ne yaptıysam kendi çabamla yaptım. Lisede sivil toplum kuruşlarında çalışmaya başladım. Zaten liseden itibaren de zihin açık oluyor ve kendini bulmuş oluyorsun.

 

İşitme kaybınızla alakalı unutamadığınız bir anınız var mı?

Üniversiteye gelene kadar çok göze batmayan biriydim, sosyalleşmezdim ama üniversiteye geldiğimde kendimi topluma kabul ettirmek noktasında sıkıntılar yaşamıştım.

 

Hayatınızın dönüm noktası nedir?

Ameliyatımın bir dönüm noktası olduğunu söyleyebilirim. Önceden kulak arkası cihaz kullanırdım, pek verimli olmuyordu. Ama bu çok iyi bir teknoloji, keşke daha önceden olsaydı.

 

Hayatınızda karşılaştığınız en büyük mücadele nedir?

Topluma kendimi kabul ettirme konusunda yaşadığım sıkıntılar. Normal KPSS’ye girip 94 puan almıştım. Ona rağmen insanlar engelli sınavına girdiğimi düşünüp “Kolay sınavdır” deyip küçümsüyorlardı. İş yerinde çalışmalarım hep görmezden geliniyordu. Yakın zamanda idari amirliğini kazanmadan önce “Seni elerler, boşuna heves etme” deyip dalga geçiyorlardı. Ben öğrenmeye açık birisiyim. Ancak çabalarım ve gayretlerim görmezden geliniyor. Bu durum, maalesef engelli çatısı altından olmamdan kaynaklanıyor. Bu da başarı noktasında hep bir engel teşkil ediyor.

 

Günlük yaşantınızda neler yapıyorsunuz?

Tiyatro topluluklarına sık sık gitmeye çalışıyorum. Onun dışında hafta sonları doğa yürüyüşlerine gidiyorum. Daha çok verimli aktiviteler yapmayı seviyorum. Kafede oturup zaman harcamak beni yoruyor.

 

Hala dudak okuyor musunuz?

Zaman zaman alışkanlıktan dolayı oluyor. Henüz tam bıraktım diyemiyorum. Arada sırada göz dudağa kayıyor. Ama aktiviteler konusunda tiyatro gerçekten çok iyi bir yardımcı.

 

İşitme kaybınızı ile kez fark ettiğinizde neler hissettiniz?

Şok oldum. Neler olacağı belirsiz çünkü. Ama koklear implantla hayatım çok kolaylaştı. Sol kulağım için de ameliyat olmayı düşünüyorum.

 

Sosyal hayatınızda yaşadığınız zorluklar nelerdir?

O başlı başına bir sohbet konusu olabilir. Arkadaş bulma konusunda da büyük sıkıntılar yaşadım. Profesörlerin bile garip davranışları oluyordu. Ameliyat olduktan sonra rapor almıştım. Not konusunda hocadan slaytları istediğimde vermemişti. İş hayatımda da sorunlar yaşadım. İlk görev yerim sağlık müdürlüğüydü. Orada bir müddet çalıştıktan sonra çocuk hastanesine tayin istedim. Müdür mutemetliğe görevlendirdi beni. Mutemetlik birim sorumlusu odada eğitim hemşiresiyle konuşurken benim için şu sözleri sarfetti “Müdürden personel istedim, bana sakat olanı verdi.” Benim duymadığımı düşünerek odada rahat konuşuyordu. Bu örnek yaşanan çirkin şeyleri anlamanıza yardımcı olacaktır.

 

Bu kötü durumları nasıl değiştirmek istersiniz?

Bu bize özgü bir şey değil, insanın kendini yetiştirmesiyle alakalı. Ne kadar çabalasak da etkisi olacağını düşünmüyorum. Kişinin kendisinde bitiyor tamamen. Değişim konusunda belki bir ihtimal küçük çocuklara farkındalık çalışmaları yaparak onları daha duyarlı hale getirebiliriz. Ortaokul, lise çok geç olur ve bir faydasının olacağını düşünmüyorum.

 

Nasıl farkındalık oluşturabiliriz?

İşitme engelli okulları var. O okullara ziyaretler yapılabilir. Bunun dışında işitme cihazlı olup kaynaştırma okullarda okuyan çocukları dinleyebiliriz.  Kesinlikle çocukların empati duygusunu geliştirmemiz gerekiyor ve onlara fırsat verilmesi gerekiyor. Aile tarafından olumsuz davranışlar sergilenmemeli. Bu sayede akran zorbalığını önleyebiliriz. Hepsi bir zincir gibi aslında. Her şey okuldaki eğitim, aile, öğretmenin yaklaşımında bitiyor.

 

Bir kişi artık ne yaşamışsa intihar etmek istediğini söylemişti bana. İşitme kayıplılara toplumda yerlerinin olmadığının ima edilmesi durumu artık bitmeli. “Sen bir şey yapamazsın, vasıfsız” gibi söylemlerden kurtulmalıyız.